TAZMİNAT DAVALARI ALMANYADA GÖRÜLEN BAL DAVASI TELİF HAKKI VE TAZMİNAT  AKHİSAR AVUKAT
28.09.2025 Hukuk Haberleri

TAZMİNAT DAVALARI ALMANYADA GÖRÜLEN BAL DAVASI TELİF HAKKI VE TAZMİNAT AKHİSAR AVUKAT

Akhisar Avukat, Almanya tazminat davaları, Tazminat Avukatı, Akhisar Tazminat Avukatı, Türkiye tazminat avukatı Bir Bal Davasi: Hiciv mi gercek mi? İlgili Kanunlar ve Sözleşmeler: Alman Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (KUG), Alman Anayasası (GG)..

İlgili Kanunlar ve Sözleşmeler: Alman Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (KUG), Alman Anayasası (GG), Alman Medeni Kanunu (BGB), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (EMRK)

 

Geçtiğimiz kasım ayında,  Alman Komedyen Jan Böhmermann, kişilerin mizahi bir şekilde eleştirildiği “ZDF Magazin Royale” adlı programında, Arıcı Rico Heinzig’e arıcılıkla ilgili Greenwashing[1] suçlaması yöneltti, bu suçlamaya satirik bir şekilde “Beewashing” adını verdi. Arıcıdan gelen yanıt ise bir dava değil, tam tersine medyatik bir karşı beyan oldu: Heinzig, bahsedilen reklam afişini oluşturmuş ve yerel Edeka marketinde astırmıştı. Ayrıca, arıcılık web sitesinde “Böhmermann Balı” adı altında Beewashing balını tanıtarak reklam yapmıştı. Sitede şu sözler bulunmaktadır: “ZDF Magazin Royale programı için bal – isteğe bağlı olarak kendi şirket markasıyla birlikte.”

Jan Böhmermann, bu durumu espri olarak algılamadı ve Dresden Bölge Mahkemesi’nde (LG) bir men davası açarak karşılık verdi. Ancak beklediği sonucu alamadı. Mahkeme, reklam kampanyasını hukuka uygun buldu (Karar tarihi: 08.02.2024, Dava numarası: EV 3 O 2529/23t). Heinzig’in arıcılık işletmesinin “korunan ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu ve böylece kamu yararına hizmet ettiğini” belirtti, mahkeme tarafından yapılan bir basın açıklamasında da durum aynen bu şekilde ifade edildi. Sonuç olarak mahkeme, Bay Böhmermann’ın kişilik haklarının, davacının kişilik haklarından daha yüksek bir değere sahip olmadığı sonucuna vardı.

Hicivci Böhmermann, bunu karşı-taşlama değil, kendi maliyetine reklam olarak değerlendirdi: Heinzig, Böhmermann’ın adını, resmini ve ününü kullanarak haksız bir avantaj elde etmekte ve Genel Kişilik Hakları, özellikle ad ve resim haklarını ihlal etmektedir. Heinzig’in avukatı Dr. Markus Hoffmann ise, “ZDF Magazin Royale” programında mizahi bir şekilde eleştirilen kişilerin, kendilerini karşı-taşlama ile savunmaktan başka bir seçeneğinin olmadığını savundu. Buna karşın, Böhmermann’ın avukatı Dr. Torben Düsing, “İşletme karını maksimize etmek amacıyla yapılan haksız mal satışının bir hiciv olmadığını” vurguladı.

LG (Landgericht) Yargıcı Heike Kremz, reklam afişini duruşmada bir kaç kez hiciv olarak nitelendirmişti. Bu davada hukuki olarak tartismali olan nokta, ortalama bir arıcı müşterisi için bu eylemin bir hiciv olup olmadığıdır. Eğer öyle değilse, müşteriler Böhmermann’ın balı gerçekten tavsiye ediyormuş gibi düşünebilirler.

Reklamın satirik karakteri bu durumda belirgin miydi?

Bu soruya cevap vermeden önce, öncelikle bazı yargı kararlarına göz atmak gerekir.

“Finans Bakanının İstifası” başlıklı satirik reklam

Davacı Oskar Lafontaine 11 Mart 1999 tarihinde Maliye Bakanı ve SPD Genel Başkanı olarak görevlerinden istifa etti. Davalı, S-AG adlı araç kiralama şirketinin bir iştiraki olarak araç leasing işini yürütmektedir. Davalı şirketin talimatı ile 21 Mart 1999’da “Welt am Sonntag” gazetesinde yarım sayfalık bir reklam ve 22 Mart 1999’da FAZ gazetesinde çift taraflı bir reklam  – her ikisi de davacının onayı olmaksızın- yer almıştır. Portreler, o dönemin federal hükümetinin, davacının da aralarında bulunduğu 16 üyesini, hala tanınabilir bir şekilde davacının resmini çizili olarak göstermektedir. Reklam sloganı şu şekildedir: “S, deneme sürecindeki çalışanlar için de arabaları kiralar.” Davacı, davalıdan 250.000 DM (127.822,27 Euro) tutarında bir telif hakki ücreti talep etmiştir. Davacı, davalının tanınırlığına dayanarak resmini zorla ticarileştirdiğini ve reklam amaçlarıyla kullandığını iddia etmiştir. Davalı, dava ile karşı çıkmıştır.

Mahkemeye göre;

(1) Bir portrenin izinsiz ticari kullanımı genellikle uygun lisans ücretinin ödenmesi talebini hakli kılar – ister tazminat ister sebepsiz zenginleşme açısından olsun – tasvir edilen kişinin ödeme karşılığında portresinin dağıtımı ve kamuya açık çoğaltılması için lisans vermeye istekli olup olmadığı veya bunu yapıp yapamayacağı önemli değildir.

2. Yakin tarihten tanınmış bir şahsiyet, genellikle kendi benzerliğinin üçüncü şahıslar tarafından reklam amaçlı kullanılmasına müsamaha göstermek zorunda değildir. Ancak burada da bir menfaat dengelemesi söz konusudur ve günün güncel bir olayını hicivli bir şekilde ele alan bir reklamda başka bir kişinin benzerliğinin kullanılmasının ilgili kişi tarafından kabul edilmesi gerekebilir.

Sonuç olarak, mahkeme bu reklamın hiciv içerdiğine karar vermiş ve telif ücretinin ödenmesi talebi reddedilmiştir.

 

Bir sendika liderinin görüntüsünün reklam amacıyla yayınlanması

Davacı, davalı tarafından bir görselin yayınlanması nedeniyle ihtiyati tedbir ve telif hakki ücretlerinin ödenmesini talep etmektedir.

Davacı 2008 yılından beri A sendikasının federal başkanıdır. Davalı, uluslararası alanda faaliyet gösteren bir araç kiralama ve leasing şirketi olan …-SE’nin bir iştirakidir. …, 2014 sonbaharından Mayıs 2015’e kadar D-AG’de toplam 420 saat süren ülke çapında toplam dokuz grev düzenlemiş, bu grevler ülke genelinde dikkat çekmiş ve kamuoyunda büyük tartışmalara konu olmuştur. 6 Kasım 2014 tarihinde X gazetesinde davalının tam sayfa ilanı  davacının portre fotoğrafı ve aşağıdaki metinle birlikte yayınlanmıştır: “Ayın çalışanı. (Tüm tren istasyonlarında ve “x.de” adresinde ucuz araba kiralama). Sol üstte ise davacının adı ve “sendika lideri” ibaresi yer alıyordu.

Mahkemeye göre,

1) Federal Adalet Divanı’nın “Lafontaine” kararında reklamlar bağlamında görüntülerin yayınlanmasının kabul edilebilirliğine ilişkin olarak ortaya koyduğu ilkeler sadece siyasetçiler için geçerli değildir. Daha ziyade, belirleyici faktör, tasvir edilen kişinin ilişkilendirildiği yakın tarihteki bir olayın hiciv niyetiyle ele alınıp alınmadığıdır.

2. Görselde bir sendika başkanına atıfta bulunuluyorsa, sendika başkanı örgütlenme özgürlüğüne atıfta bulunarak kendini buna karşı savunamaz.

Sonuc olarak, mahkeme bu reklamın hiciv amaçlı olduğuna ve telif hakki ücreti ödenmesi ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar vermiştir.

 

İzinsiz reklam – Joschka Fischer için lisans ücreti

Davacı, davalıdan lisans ücretinin ödenmesini ve avukatlık ücretinin iadesini talep etmektedir.

 Davacı Federal Meclis üyesi ve eski Federal Dışişleri Bakanıdır. Davalı, söz konusu gazeteyi yayınlamaktadır. Bu gazete, yine davalı tarafından yayınlanan ve sıkıştırılmış bir biçimde daha az içerikle yarıya indirilmiş bir formata sahip olan gazetenin kompakt bir baskısıdır. Eylül 2005’te başlatılan bir tanıtım kampanyasının bir parçası olarak davalı, küçük çocukların yüz hatlarını verdiği tanınmış kişilerin yüzlerinin resimlerini birleştirerek reklamlar yayınlamıştır. Tasvir edilen kişiler tanınabilir olmaya devam etmiştir. Bu kampanyanın bir parçası olarak, davalı ayrıca 30 Ağustos 2005 ile 1 Ekim 2005 tarihleri arasında davacının portresini rızası olmadan hem tek bir resim olarak hem de diğer ünlülerle birlikte kullanmıştır. Yayınladığı gazetelerin birçoğunda davacının değiştirilmiş görüntüsü ile reklamlar yayınlamıştır. Davacının portresi 2005 yılı sonuna kadar gazetenin ana sayfasında da yer almaya devam etmiştir.

Mahkemeye göre;

Bir reklamda yer alan görüntü, reklamda editoryal haberciliğe tanınabilir bir referans yoksa ve bu nedenle izleyici görüntüyü yalnızca bir reklam aracı olarak anlıyorsa, kişinin kendi imajı hakkına ve dolayısıyla genel kişilik hakkına müdahale etmis sayilir.

Sonuc olarak mahkeme, sadece bir reklam aracı (göz alıcı) olarak görüntünün güncel bir olay hakkında yorum teşkil etmediğine ve telif hakki ücretinin ödenmesi talebinin kabul edildiğine karar vermiştir.

“Böhmermann Bal” uyuşmazlığı özelinde, öncelikle tarafların menfaatleri ortaya konmalıdır. Böhmermann’ın kişilik hakları çeşitli yasalar tarafından korunmaktadır. İlk olarak, Böhmermann’ın kişilik hakkı Alman Anayasası’nın (GG) 1. Maddesi ile bağlantılı olarak 2. Maddesi ile güvence altına alınmıştır. Ayrıca, Alman Medeni Kanunu (BGB) Madde 12 Böhmermann’ın isim hakkını ihlale karşı korumaktadır. Buna ek olarak Böhmermann, Alman Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (KUG) Madde 22 uyarınca kendi imajı üzerindeki hakkının garanti altına alınmasını talep edebilir. KUG Madde 22’ye göre, resimler tasvir edilen kişinin rızası olmadan dağıtılamaz veya kamuya gösterilemez. Sonuç olarak Böhmermann, BGB Madde 823 I, 1004 I, 2 uyarınca bir talepte bulunma hakkına sahip olabilir. Buna ek olarak, telif hakki ücretlerinin ödenmesini talep edebilir.

Arıcı ile ilgili olarak, somut olayda, Heinzig’in tepkisinin Madde 5 I 1 GG anlamında ifade özgürlüğü ve Madde 5 III 1 GG kapsamında sanatsal özgürlük olarak kabul edilebileceğini belirtmek gerekir. Ayrıca, görüntüler yakın tarihten taninmiş birine aitse, KUG Madde 22 kapsamında istisnai olarak izinsiz dağıtılabilir. Bu noktada öncelikle davacının görüntüsünün kullanılması ve adının zikredilmesiyle kişilik haklarının hukuka aykırı bir şekilde ihlal edilip edilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Davacının görüntüsünün yakin tarihten olduğu varsayılsa bile, tasvir edilen kişinin meşru bir menfaati ihlal ediliyorsa, yayın için izin yoktur.

Davacının genel kişilik hakları ile Alman Anayasası’nın 5. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesi ve AİHS’nin 10. maddesi kapsamındaki ifade özgürlüğü birbirlerine karşı tartılmalıdır. Buna ek olarak, GG Madde 5 paragraf 3 cümle 1 kapsamındaki sanat özgürlüğünün de arıcının lehine olup olmadığı cevaplanmalıdır.

Genel bağlamda, buradaki başlangıç noktası, mevcut olayda reklamın hiciv karakterinin tanınabilir olup olmadığını incelemek olacaktır. Böhmermann’ın bir politikacı olarak tanınabilir olduğunu varsayarsak, alıcılar Böhmermann’ın gerçekten balı tavsiye etmediğini ve bu reklamın hiciv olduğunu anlayabilir. Bu durumda Böhmermann, § 22 KUG anlamında yakın tarihten bir kişi olarak kabul edilir ve fotoğrafları izin alınmaksızın kullanılabilir. Ancak, bir komedyenin bir politikacı kadar tanınmış olmayacağı ve ortalama bir arıcılık ürünleri alıcısının reklamı hiciv olarak kabul etmeyeceği varsayıldığında, Böhmer yukarıda belirtilen hakları ileri sürebilir.

 Böhmermann’ın avukatı şimdiden temyize başvuracağını açıkladı. Daha kapsamlı bir değerlendirme yapabilmek için bir üst mahkemenin kararını beklemek yerinde olacaktır.

Açıklama: Bu yazı 4.3.2024 tarihinde Martin Luther Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk kürsüsünde, Dipl.-Jur. Lukas Hundertmark ve Dr. Katharina Bernheim- Engler, LL.M (Berkeley) tarafından hazırlanıp sunulmuş olan “ Der Honigstreit” adli temanin genişletilmesi yoluyla kaleme alinmistir.

                                                         AYŞE SAYIM           

AKADEMİSYEN / HUKUK DANIŞMANI