Boşanma Avukatı’nın yanında imzalanan belgeye, Boşanma ve nafaka davasına ilişkin BAM Kararı. Akhisar/Manisa
T.C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Adana 2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1566
Karar No: 2020/167
Karar Tarihi: 23.01.2020
İSTİNAF KARARI
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı-karşı davalı erkek
vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere
dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özet ile; tarafların 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin
22/01/2014 tarih 2014/46 esas 2014/70 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, bu boşanmanın
kesinleştiğini, anlaşmal boşanmanın gerçekleşmesi ile D… K….’ya 400 TL yoksulluk nafkası, A… K…
S…’ya 350 TL iştirak nafakası bağlandığını, boşanma kararının kesinleşmesinden kısa bir süre sonra
davalı D… K…’nın 27/03/2014 tarihinde yoksulluk nafakasından kendi isteği ile feragat ettiğine dair
şahsına yazılı ve ıslak imzalı olarak belge gönderdiğini, gönderdiği belgeyi boşanma avukatı olan Av.
M… Y… tarafından hazırlanmış olup bizzat boşanma avukatının yanında imzalandığını ve tarfına
gönderildiğini, aslının fotokopisinin deliller arasında bulunduğunu, davalının avukatı aracılığıyla
maddi durumundan dolayı ödeyemediği iştirak nafakaları ve kendi isteği ile feragat etmiş olduğu
yoklulluk nafakasını da eklettirip icra ceza davası açtığını, davalının ailesi ile birlikte yaşadığını,
zorunlu giderlerinin ailesi tarafından karşılandığını, barınma, sağlık, giyinme, fatura, mutfak masrafı
gibi ciddi giderlerinin olmadığını, boşanma davası bittikten 8 ay kadar sonra tekrar evlendiğini, 3 yıldır
evli olduğunu, boşandığında TSK da uzman çavuş olarak görev yaptığını, yaklaşık 1,5 yıl önce mesleği
bıraktığını, bıraktıktan sonra düzgün bir iş hayatı olmadığını, yaklaşık 6 aydır işsiz olduğunu, davalının
ikamet ettiği Silifke ilçesinde akrabalarından duyduğu kadarıyla şahsın sigortasız bir şekilde maaşlı
olarak yaşlı bir kadına bakıcılık yaptığını, davalının maddi durumunun kendisinden daha iyi olduğunu, nafaka ödeyecek durumunun kalmadığını, tüm bu nedenlerle nafakanın kaldırılmasını veya
ödeyebileceği miktarda maddi durumunun baz alınarak yeniden düzenlenmesini, yargılama giderleri ile
vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özet ile; davanın yetkisiz
mahkemede açıldığını, iş bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, 4721 Sayılı TMK’nın 177
“boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi
yetkilidir” şeklinde düzenlendiğini, yetkili Mahkeme’nin Silifke olduğunu, davacı karşı davalı yanca
Bursa’da açılan davaya ilişkin yetkisizlik kararı verilmesini, davacı yanca varlığı iddia edilen feragat
mahkeme önünde yapılmadığından geçerli bir feragat olarak değerlendirilemeyeceğini, adi yazılı bir
belge ile yapılan feragatin geçersiz olduğunun kabul gördüğünü, davacı yanın iddialarının mesnetten
uzak asılsız iddialar olduğunu, davacının beyanlarının varsayımlardan ibaret olduğunu, itibar
edilmesinin mümkün olmadığını, davacının sürekli farlı işlerde çalıştığı, ancak sigortasının
bulunmadığı, gerek kendi çalışmaları, gerekse yeni eşinin çalışması nedeniyle maddi durumunun
davalıya göre kat kat daha iyi durumda olduğunu, davacının nafakaları ödemediğini, müvekkilinin
müşterek çocuğa tek başına bakmakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin maddi elverişsizlikler
yüzündün 2010 doğumlu oğlu A… K…’ı şu anda okuldan almak zorunda kaldığını, A… K…ın servisinin
150 TL, okulu 350 TL olmak üzere yalnızca okul giderleri için 500 TL olup bunun haricinde hastane,
gıda, giyim giderlerinin gün geçtikçe pahalılaşan hayat şartlarında hükmedilen nafaka miktarının
fazlasıyla aştığını, müşterek çocuk için taktir edilen 350 TL nafakanın yeterli gelmediğini, nafaka
miktarının 1000 TL ye arttırılmasını, müvekkili lehine hükmedilen 400 TL nafakanın müşterek
çocuğun tüm masraflarına, ev ihtiyaçlarına, sağlık giderlerine yetmemektedir. Ülkemiz şartlarında
market, pazar, giyim, kuşam, alışverişinin elektrik su parasının, ısınma giderlerinin karşılığı olmayan
400 TL nafaka ile bir dü müşterek çocuğun artan masraflarını karşılamaya çalışması nedeniyle hiçbir
geliri olmayan müvekkilinin zor durumda kaldığını, tüm bu sebeplerle davacı karşı davalının davasının
reddine, müşterek çocuk için olan 350 TL nafakanın 1000 TL, müvekkili için aylık 400 TL olan
yoksulluk nafakasının 1000 TL ye çıkartılmasına yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı
davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Silifke 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 09/05/2019 tarih, 2018/41 Esas ve 2019/169 Karar
sayılı ilamında özet ile; davacı-karşı davalı erkeğin, yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek
çocuklar için ödenen iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının kısmen kabulü ile, davalıkarşı davacı kadın için Silifke 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/46-70 E.K sayılı ilamın ile takdir
edilen aylık 400,00.TL yoksulluk nafakasının aylık 200,00.TL’ye indirilmesine, fazlaya ilişkin istemin
reddine, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılmasına ilişkin davasının
reddine, erkek tarafından açılan davada, erkek lehine, kadın aleyhine yargılama gideri vekalet ücretine,
kadının açtığı dava yönü ile kadının yaptığı yargılama giderinin kadın üzerinde bırakılmasına, kadın
aleyhine, erkek lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özet ile; karşı dava açısından herhangi bir istinaf
taleplerinin olmadığını, İlk Derece Mahkemesince, dava dilekçesinde belirttikleri hususlar, deliller ve
davalı-karşı davacı kadının 27/03/2017 tarihli yoksulluk nafakasından feragat ettiğine dair yazının
dikkate alınmadığını eksik inceleme ile karar verildiğini, feragat nedeni ile yoksulluk nafakasının
tamamen kaldırılmasının gerektiği, davacı-karşı davalının Uzman Çavuş iken 2015 yılında meslekten
ayrıldığını, günlük işlerde çalışarak geçimini sağladığını, söz konusu nafakayı ödeyecek gücünün
olmadığını, nafakayı ihlal nedeni ile kadın tarafından bir çok kez icra cezaya şikayet edildiğini, borç
alarak nafakayı ödemeye çalıştığını, davalı-karşı davacının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek,
İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, davalı-karşı davacı kadın için ödenen yoksulluk
nafakasının tamamen kaldırılmasını ve müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının makul bir
seviyeye indirilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi,
istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, erkek tarafından, yoksulluk nafakasının kaldırılması/iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi,
kadın tarafından da yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması davalarına ilişkindir.
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, 12/12/2007 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu
evliliklerinden 07/10/2010 d.lu Ali Kaan isimli 1 müşterek çocuklarının olduğu, tarafların Silifke 2.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/46-70 E.K sayılı, 01/04/2014 tarihinde kesinleşen ilamı ile
anlaşmalı boşanmadıkları, müşterek çocuğun velayet hakkının anneye verildiği, boşanma kararı ile
birlikte kadın için aylık 400,00.TL yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 350,00.TL iştirak nafakası
takdir edildiği, davacı-karşı davalı erkek tarafından, ödenmekte olan yoksulluk nafakasının
kaldırılması, müşterek çocuğa ödenen iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesinin
talep edildiği, davalı-karşı davalı kadın tarafından süresinde sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesi ile
açılan davanın reddini talep ederek, ödenmekte olan yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarlarının
artırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince yaptırılan ekonomik-sosyal araştırmaya göre,
davacı-karşı davalı erkeğin; özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, aylık 750,00.TL
kira ödediği, davalı-karşı davacı kadının da; tarlalarda yövmiyeci olarak çalıştığı, boş zamanlarında
çocuk baktığı, anne ve baba evinde kaldığı, mal varlığının olmadığının belirlendiği, İlk Derece
Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, İlk Derece Mahkemesi kararının özeti bölümünde
açıklandığı üzere, davacı-karşı davalı erkeğin, davasının kısmen kabulüne karar verilerek, ödenmekte
olan yoksulluk nafakasının, aylık 200,00.TL’ye indirilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıkarşı davacı kadının ödenmekte olan yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının reddine
karar verildiği, verilen kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edildiği, davalı-karşı davacı
kadının istinaf kanun yoluna başvurmadığı, davacı-karşı davalı erkeğin, yasal istinaf başvuru süresi
içersinde istinaf dilekçesi özeti bölümünde açıklandığı üzere; verilen kararda yoksulluk nafakasının
kaldırılmaması, iştirak nafakasının makul seviyeye indirilmemesi, delillerin değerlendirilememesinin
usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan, İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm delillere ve davacı-karşı davalı erkek
tarafından gösterilen istinaf nedenlerine göre yapılan incelemede; taraflarca gösterilen, İlk Derece
Mahkemesince toplanan tüm deliller ve İlk Derece Mahkemesince verilen karar, taraflarca ileri sürülen
vakıalar, dosyaya toplanan tüm bilgi ve belgeler ve davacı-karşı davalı erkek tarafından ileri sürülen
istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine,
erkeğin davasının kısmen kabulü ile kadın için ödenen aylık 400,00.TL yoksulluk nafakasının aylık
200,00.TL’ye, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının yeniden değerlendirimesi talebinin
fazlaya ilişkin talep olarak değerlendirilerek reddine karar verildiği, kadın tarafından istinaf kanun
yoluna başvurulmadığı, erkek tarafından süresinde istinaf kanun yoluna bşavurduğu dikkate
alındığında, kadın yönünden erkek aleyhine verilen karar da nafakanın yıllık (farkı miktarı 200,00×12
= 2.400,00.TL) olduğu, müşterek çocuk yönünden erkek aleyhine verilen kararın nafakanın yıllık (farkı
miktarı 350,00×12 = 4.200,00.TL) olup kadın ve müşterek çocuk yönünden erkek aleyhine verilen
karar, karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır ve İlk Derece Mahkemesince kadın yönünden
yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuk yönünden iştirak nafkasının
kaldırılması/indirilmesine ilişkin verilen karar, istinaf talebinde bulunan davacı-karşı davalı erkek
yönünden HMK.’nun 341/4 maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir.
HMK.’nun 346 maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi İlk Derece Mahkemesince
reddedilebileceği gibi 352. Madde gereğince Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine
karar verilebilir. Bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin
karara ilişkin olması nedeniyle HMK nun 341/4 ve 352. maddeleri gereğince usulden reddine oy birliği
ile karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-karşı davalı erkek vekilinin, Silifke 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 09/05/2019 tarih,
2018/41 Esas ve 2019/169 Karar sayılı ilamında, “yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuğa
ödenen iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesine” yönelik istinaf başvurusunun, HMK.’nun 352-
(1)-b maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacı-karşı davalı tarafından, yatırılan 44.40.TL istinaf karar ilam harcının talep halinde davacıkarşı davalı tarafa iadesine,
3-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı-karşı davalı tarafça, istinaf nedeniyle yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan
kısmının talep halinde davacı-karşı davalı tarafa iadesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK nun 359/(3) maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara
tebliğe çıkarılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK nun 341/4, 352-(1)-b ve 362/1-a
maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİYLE karar verildi. 23/01/2020.(¤¤)
Akhisar boşanma avukatı, Boşanma Avukatı, , Akhisar Avukat.