BOŞANMA DAVASINDA TAZMİNAT VE KUSUR DURUMU – AKHİSAR AVUKAT
Akhisar Avukat, Akhisar Boşanma Avukatı, Akhisar Boşanma tazimat avukatı
Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurlu ise eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata karar verilemez. Boşanma davalarında tazminatı ve tazminat miktarını belirleyen en önemli unsur TARAFLARIN KUSUR DURUMUDUR. öncelikli olarak birisi lehine tazminata hükmedilebilmesi için yapılan yargılama neticesinde kusursuz veya karşı taraftan daha az kusurlu olması gerekmektedir. Karşı tarafın tam kusurlu veya ağır kusurlu olması halinde farklı bir durum meydana gelmedikçe tazminat alınabilmesi mümkündür. Kusur durumunun tespit edilmesi ve yargılamada tazminata hak kazanabilmenin en iyi yolu yargılama usulünün doğru takip edilmesi ve iddiaların ispat edilmesinden geçmektedir. Bu konuda Yargılamanın Boşanma Avukatı aracılığı ile takip edilip sağlıklı bir süreç yürütülmesi doğru olacaktır.
T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2019/7034 K. 2020/773 ve 5.2.2020 Tarihli Kararında konuyla ilgili olarak tarafların kusur durumunun tazimat konusunda etkili olacağını, eşit kusur olması halinde tazminata hükmedilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır. Karar içeriği aşağıdaki şekildedir:
KARAR : 1-)Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının karşı davasının kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, 5.000 Türk lirası maddi, 10.000 Türk lirası manevi tazminatın davacı-karşı davalı erkekten alınarak, davalı-karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar, davalı-karşı davacı kadın tarafından tazminatların miktarı ve vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının yeterli gerekçeden yoksun olduğu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-e maddesindeki unsurları içermediği belirtilerek davacı-karşı davalı erkeğin bu yöne değinen istinaf başvurusunun kabulüne, tarafların sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, gerekçesiz hüküm oluşturulmakla deliller tartışılmamış ve değerlendirilmemiş olduğundan hükmün HMK 353/l/a-6 m. uyarınca istinaf konusu edilmeyen ve kesinleşen asıl davada boşanmanın kabulüyle karşı davanın reddi kısımları dışındaki bölümleri yönünden kaldırılarak, gereğinin yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine, ilk derece mahkemesince yargılamaya devam olunmuş, bu kez asıl davanın reddi ile karşı davada boşanma açısından verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 5.000 Türk lirası maddi, 10.000 Türk lirası manevi tazminatın davacı-karşı davalı erkekten alınarak, davalı-karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm gerekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin eşini tehdit ettiği, eşine hakaret ettiği, eşinin arabasının aküsünün kutup başlarını söktüğü ve eşinin aracını sakladığı, davalı-karşı davacı kadının ise birlik görevlerini ihmal ettiği kabul edilerek, davacı-karşı davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen, eşine hakaret etme ve tehditte bulunma eylemlerine, davalı-karşı davacı kadın tarafından dilekçeler aşamasında dayanılmadığından, kusur tespitine esas alınmasına imkan bulunmadığı, davacı-karşı davalı erkeğin, kadına ait aracın aküsünün kutup başlarını söktüğüne ilişkin, görgüye dayalı tanık beyanı bulunmadığından, kusur belirlemesine esas alınamayacağı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına ait otomobili sakladığı, müşterek evin kapı kilidini değiştirdiği, davalı-karşı davacı kadının ise ev işlerini gereği gibi yapmadığı hususlarının sabit olduğu gerekçesi ile boşanmaya neden olan olaylarda, davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilerek, davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı bulunmadığından bahisle manevi tazminat talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen maddi tazminatın tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın lehine 18.000 Türk lirası maddi tazminata karar verilmiştir.
Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden bölge adliye mahkemesince tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davalı-karşı davacı kadının eşinin aile fertlerine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda; tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
2-)Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata karar verilemez. Davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Akhisar Avukat, Akhisar Boşanma Avukatı, Akhisar Boşanma tazimat avukatı